Alkol, bağımlılık yapma özelliği olan toksik ve psikoaktif bir maddedir. Alkol kullanımının tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eski olmasına rağmen alkol bağımlılığının bir hastalık olarak algılanması ve tanımlanması 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. Bağımlılık tanımının ilk kez alkol bağımlılığı için kullanıldığını ifade eden kaynaklar bulunmaktadır. “Alkolizm” terimini ilk kez İsviçreli bir halk sağlığı uzmanı olan Magnus Huss 1849 yılında kullanmış ve o tarihten bu yana kullanımı devam etmektedir. 1900’lü yılların başlarında E.M Jellinek alkolizmi bir hastalık olarak tanımlamıştır.
Alkol kullanımı; çeşitli kanserler, akciğer hastalıkları, ruhsal bozukluklar, siroz, gastrointestinal sistem hastalıkları, kardiyovasküler bozukluklar gibi 200’den fazla hastalık ve yaralanmaya sebep olmakta ve yaşamın pek çok alanının etkileyen zararlar oluşturmaktadır. Ayrıca alkol; doğum anomalilerine yol açmanın yanı sıra şiddet, suça eğilim, intihar, aile içi sorunlar, sosyal problemler, trafik kazaları ve iş yeri problemleri gibi pek çok toplumsal ve ekonomik soruna da sebep olmaktadır. Alkolün olumsuz sonuçları sadece kullananları değil, onların eşlerini, çocuklarını, arkadaşlarını ve çevrelerindeki insanları da etkilemektedir. Dolayısıyla alkol sağlık için zararlı olduğu kadar, açtığı toplumsal yaralar sebebiyle de bireyler ve aileleri için yıkıcı sonuçlar doğurmakta ve toplumsal yaşamı olumsuz etkilemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü, alkolü dünyada sağlığın bozulmasına ve erken ölüme sebep olan önlenebilir en önemli üç faktörden biri olarak tanımlamaktadır. Alkol kullanımı her yıl dünyada 3 milyon kişinin yaşamını kaybetmesine sebep olmaktadır. Küresel hastalık ve yaralanma yükünün % 5.1'i alkole atfedilmektedir. Alkol kullanımı, özellikle erken yaşta ölüme ve sakatlığa sebep olmaktadır. 20–39 yaş grubunda toplam ölümlerin yaklaşık %13.5'i (trafik kazası, intihar, şiddet, vb.) alkolden kaynaklanmaktadır.
Küresel olarak hastalıkların ve sağlık sorunlarının raporlanmasında kullanılan International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems (ICD ) kodlama sisteminde alkol kullanımına ilişkin sorunlar kategorize edilmiştir. Bu kategoriler arasında yer alan “zararlı alkol kullanımı” ve “alkol bağımlılığı” tanılamada önem taşımaktadır.
Alkol bağımlılığı, alkol kullanımına bağlı ortaya çıkan ve birçok fizyolojik, davranışsal ve bilişsel değişikliklerle seyreden kronik, tekrarlayıcı ve müdahale edilmediğinde ilerleyici bir hastalıktır. Oluşumunda çok çeşitli faktörler (ruhsal, sosyokültürel, biyolojik) rol oynamaktadır.
İçme davranışı üzerindeki kontrol kaybı, zararlı kullanımı ile alkol bağımlılığı arasındaki sınırı oluşturmaktadır. Alkol bağımlılığı gelişimi için kesin bir genelleme yapmak mümkün değildir. Bağımlılık gelişme süreci kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bununla birlikte alkol kullanımı ile ilgili bozukluklar, toplumun tüm kesimlerinde ve tüm sosyoekonomik gruplarda görülebilmektedir.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan DSM-5'e göre alkol bağımlılığına ilişkin tanı kriterleri şunlardır:
- Alkol kullanımı için çok büyük bir istek duyma ve bu isteği kontrol edememe,
- Tasarlandığından daha fazla miktarda veya uzun süreli alkol kullanımı,
- Alkolü bırakmak veya kontrol altında tutmak için sonuç vermeyen çabalar, başarısız bırakma denemeleri,
- Alkolü elde etmek, kullanmak veya etkilerinden kurtulmak için harcanan zaman ve çabanın diğer ilgi ve uğraşlara yer vermeyecek şekilde giderek artması,
- Tekrar eden kullanım sonucu sorumluluklarını yerine getirememe (işte, okulda, evde)
- Aşırı alkol kullanımı nedeni ile ruhsal, sosyal, fiziksel zararlar ortaya çıkmasına rağmen alkol kullanımını sürdürme,
- Kullanımdan dolayı günlük etkinliklerin bırakılması veya azaltılması (iş, sosyal hayat vb.)
- Tehlikeli olabilecek durumlarda dahi kullanmaya devam etme
- Olumsuz bedensel veya ruhsal etkilerinin bilinmesine rağmen kullanmayı sürdürme
- Elde etmek istediği rahatlama, sarhoşluk vb. durumlar için gittikçe artan miktarlarda alkole gereksinim duyma (tolerans gelişimi)
- Alkol kullanımı azaltıldığında ya da bırakıldığında titreme, terleme, çarpıntı vb. yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması
12 aylık bir dönem içinde ortaya çıkan, yukarıdaki kriterlerden ikisi (veya daha fazlası) ile kendini gösteren, klinik olarak belirgin bir bozulmaya ya da sıkıntıya yol açan alkol kullanımı durumu, bağımlılık olarak ifade edilmektedir. Alkol bağımlılığının tanılanması için fiziksel ve ruhsal muayene, psikolojik testler, biyolojik tanı yöntemleri de kullanılabilmektedir.