Gazipaşa İlçe Sağlık
Müdürlüğü tarafından 1-30 Eylül Dünya Alzheimer Ayı nedeniyle açıklama yapıldı.
Açıklamada, beyin hücrelerinin zamanla ölümüne bağlı olarak hafıza kaybı,
bunama (demans) ve genel anlamda bilişsel fonksiyonların azalması şeklinde
gelişen tıbbi durumun Alzheimer hastalığı olarak adlandığı belirtildi.
BASİT
UNUTKANLIKLARLA BAŞLIYOR
İlçe
Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Başlangıç evresinde yalnızca basit
unutkanlıklarla kendini belli eden hastalık, zaman geçtikçe hastanın yakın
geçmişte yaşadığı olayları unutmasına ve aile fertleri ile yakın çevresini
tanıyamamasına kadar ilerleyebilir. Hastalığın daha ileri evrelerinde ise
hastalar temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanarak bakıma muhtaç duruma
gelmektedirler. Alzheimer hastalığının iki farklı cinsiyetteki görülme
sıklığını araştıran çalışmalara bakıldığında kadınlarda Alzheimer hastalığının
görülme sıklığının erkeklere oranla hafif düzeyde daha yüksek olduğu görülür.
Fakat bu durumun kadınlarda ortalama yaşam süresinin daha yüksek olması ile de
ilişkili olabileceği ihtimali üzerinde durulmaktadır. 65 yaş üzerindeki grubun
yüzde 4’ünde, 85 yaş üzerinde ise yüzde 20 oranında görülmektedir.
Alzheimer
hastaları, genellikle bilişsel ve davranışsal alanda performans düşüklüğü
şikâyetleriyle kliniklere başvurur. Hastalığın başlangıç evresine dair
belirtiler daha hafif olmakla birlikte ileri evredeki hastalarda bulgular daha
belirgindir. Alzheimer başlangıcı belirtileri genellikle küçük çaplı hafıza
sorunları olmakla birlikte son günlerdeki konuşmaların, yaşanan olayların
unutulması; kişilerin, nesnelerin ve yerlerin isimlerinin hatırlanamaması gibi
semptomları içerir.
YAŞLANDIKÇA
RİSK ARTIYOR
İleri
yaş Alzheimer hastalığı için bilinen en büyük risk faktörüdür. Alzheimer,
normal yaşlanmanın bir parçası değildir; ancak yaşlandıkça Alzheimer
hastalığına yakalanma olasılığı artar. Genç yaşlarda olan birinci dereceden bir
akrabası (anne-baba veya kardeşi) hastalığa yakalananlar, Alzheimer gelişme
olasılığı diğer kişilere göre biraz daha yüksektir. Aileler arasında
Alzheimer'ın genetik mekanizmalarının çoğu büyük ölçüde açıklanamamıştır ve
genetik faktörler karmaşık bir yapıdadır.
ZAMANINDA
VE DOĞRU TEŞHİS ÖNEMLİ
Alzheimer,
yaşlanma sürecinin bir parçası olarak düşünülmemelidir. Zamanında ve doğru
teşhis yapılması, gelecek için yapılacak hazırlıklar ve erken tedavi için büyük
önem taşır. Teşhis için kullanılan tek bir test olmasa da birçok tıbbi tanı
testi bir arada kullanılarak hastalığın doğru teşhisi yapılabilir. Alzheimer
belirtileri görülen hastalar çoğunlukla nöroloji kliniklerine yönlendirilir.
Uzmanlar tarafından teşhisin koyulabilmesi için hastanın sağlık geçmişi, ilaç
kullanımı gibi konuların yanı sıra, günlük aktiviteleri gerçekleştirebilme ve
kişisel ve davranışsal değişiklikler hakkında da sorular cevaplanmalıdır.
KESİN
TEVDİSİ YOK
Alzheimer
hastalığının kesin bir tedavisi yoktur ancak ilaç ve semptomatik tedavi ve
davranışsal uygulamalarla Alzheimer hastasının anlama ve kavrama yeteneği ile
davranışsal (giyinme, yemek, diş, banyo, temizlik, yakınlarını tanıma)
bulgularında oluşan sorunların azalmasına yardımcı olunabilir. Uzmanlar
tarafından kesin bir şekilde Alzheimer olarak teşhis edildikten sonra, tedavi
süreci başlar. Bu süreç kişiden kişiye, hastanın yaşına ve Alzheimer’ın
düzeyine göre değişebilir. Alzheimer’ın yol açtığı bazı semptomları
yatıştırmak için belirli ilaçlar ve uygulamalar vardır. Alzheimerlı hastaların
mümkün olduğunda bağımsız yaşamasını sağlamak için ev ortamında dolaşmayı
rahatlatacak değişimler yapmak ya da etrafa hatıraları tetikleyici nesneler ve
notlar bırakmak söz konusu uygulamalardan bazılarıdır.
Alzheimer
tamamen önlenebilir bir hastalık değildir; ancak yaşam tarzındaki bir dizi
değişiklikle birlikte risk faktörleri bir nebze azaltılabilir. Bilimsel
araştırmalar; sağlıklı beslenme, egzersiz yapma gibi kardiyovasküler hastalık
riskini azaltmaya yönelik adımların Alzheimer hastalığı ve bunamaya neden olan
diğer bozuklukları geliştirme riskini de azaltabileceğini göstermektedir”
denildi