Kalp
ve damar hastalıkları tüm dünyada en önde gelen ölüm nedenidir, her yıl
yaklaşık 18 milyon insan bu nedenle hayatını kaybetmektedir. Başlıca risk
faktörlerinin kontrol altına alınması ile bu nedene bağlı ölümlerin %80’inin
önlenebileceği öngörülmektedir. Diyabet ve hipertansiyonun etkin tedavisi,
düzenli bedensel hareketlilik, egzersiz ve spor alışkanlığı, sağlıklı beslenme
ve obezite (fazla vücut ağırlığı) kontrolü, sigara ve diğer tütün
ürünlerinin kullanımının bırakılması ile kalp damar hastalıklarından korunmak
mümkündür.
Diyabet, hipertansiyon ve kolesterol yüksekliği
kalp hastalıkları riskini arttıran en sık kronik hastalıklardır. Aile hekimleri
tarafından yapılabilen ilk değerlendirme ve tetkiklerle bu hastalıkların tanısı
koyulabilmektedir. Erken tespit edildiğinde bu hastalıkların kontrolü, kalp
hastalığına neden olmadan sağlanabilir. Daha önce hipertansiyon, diyabet ve
kolesterol yüksekliği tanısı almış olan kişilerin de düzenli kontrollerine
devam etmeleri, önerilen ilaç tedavileri ve diyetlerine uymaları çok önemlidir.
Sigara ve diğer tütünlerinin kullanımı ise artık
bir hastalık olarak görülmektedir. Ne kadar süre kullanılmış olursa olsun, yeni
kalp krizi ve inme riski bırakıldıktan hemen sonra düşmeye başladığından, hiç
bir zaman geç değildir. Haftada beş gün yapılan 30 dakika süreli, orta zorlukta
aktiviteler kalp hastalığı gelişme riskini büyük ölçüde azaltmaktadır. Fiziksel
aktivite mutlaka egzersiz yapmayı gerektirmez; bahçe ile uğraşmak, ev işi
yapmak ve uzun yürüyüşler de orta düzeyde aktivite kapsamında sayılabilir.
Akdeniz tipi beslenme tarzı denilen; zeytinyağı,
sebze meyve, balık ve kuruyemişten zengin besinlerin kalp sağlığına olumlu
etkilerini gösteren birçok bilimsel çalışma vardır. Kırmızı et ve doymuş yağlar
azaltılmalı, zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmelidir.
Şekerli ve unlu gıdaların beslenmedeki yeri azaltılmalıdır. Sadece yaşam
alışkanlıklarımızda yapacağımız küçük değişikliklerle kendimizin ve
sevdiklerimizin riskini azaltabiliriz.
Çocuklarımızın şimdiden kalp sağlığı dostu bir
yaşam alışkanlığı kazanmalarını ve ömür boyu sürdürmelerini sağlayabilirsek,
onları gelecekte karşılaşacakları risklerden koruyabiliriz. Hem çocuklarımızın
iyiliği, hem kendimiz ve sevdiklerimizin sağlığı için bir an önce harekete
geçmemiz gerekmektedir. Sahip olduğumuz en değerli varlığımız hayatımız
ve sağlımız olduğundan, bu farkındalık ile atacağımız her adım kendimiz için
yapabileceğimiz en büyük iyiliktir.