Kolorektal kanser (KRK) yaygın ve ölümcül
bir hastalıktır. İnsidans ve mortalite oranları dünya çapında önemli ölçüde
değişiklikler göstermektedir. (En yüksek insidans oranları Avustralya ve Yeni
Zelanda, Avrupa ve Kuzey Amerika'da, en düşük oranlar ise Afrika ve Güney-Orta
Asya'da bulunmaktadır.) Bu coğrafi farklılıklar genetik duyarlılık temeline
ilaveten beslenme ve çevresel maruziyetlerdeki çeşitliliğe atfedilebilir. Düşük
sosyoekonomik durum da KRK gelişimini artıran bir risk farkı olarak karşımıza
çıkmaktadır. Fiziksel hareketsizlik, sağlıksız beslenme, sigara içme ve obezite
gibi potansiyel olarak değiştirilebilir davranışların, yeni KRK gelişiminde
sosyoekonomik eşitsizliğin önemli bir oranını (1/3-1/2 kadar) oluşturduğu
düşünülmektedir. Diğer faktörler, özellikle düşük KRK tarama oranları da KRK
riskindeki sosyoekonomik durum farklılıklarına önemli ölçüde katkıda
bulunmaktadır.
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı
(IARC) 'nın bir projesi olan GLOBOCAN (Küresel Kanser İnsidansı, Mortalite ve
Prevalans Çevrimiçi Veritabanı)’ın 2020 yılı verilerine göre KRK, dünya
genelinde en sık tanı alan kanserler arasında üçüncü sırada yer alırken (tanı
alma sıklığına göre kadınlarda ikinci, erkeklerde üçüncü sırada), ölüme neden olan
kanserler arasında ise ikinci sıradadır. (Hem insidans hem de ölüm oranları
erkeklerde kadınlara göre önemli ölçüde daha yüksektir). Söz konusu yıl
1.931.590 kişinin (%10) kolorektal kanser tanısı aldığı, 935.173 kişinin (%9,4)
ise aynı kanser nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Türkiye
Birleşik Veri Tabanı 2016’ya göre ise hem erkeklerde hem kadınlarda en sık
izlenen 3. Kanser türüdür.
Erken evrede teşhis edildiğinde büyük
ölçüde tedavi edilebilir bir hastalık olan Kolorektal kanserde, tarama
programlarının uygulanması ile söz konusu kanserin morbidite ve mortalitesi
üzerinde çok olumlu kazanımlar sağlandığı yapılan birçok çalışma ile
gösterilmiştir. Kolorektal kanserlerin taranmasındaki temel amaç; ülke çapında
oluşturulan ulusal bir tarama programını hedef popülasyona uygulayarak,
kolorektal patolojileri henüz premalign veya erken evrede iken tespit etmek,
etkin ve basit yöntemlerle tedavi etmek yoluyla invazif kanser sıklığı ile buna
bağlı morbidite ve mortaliteyi düşürerek olası karmaşık ve pahalı tedavileri
önlemektir. Gerek yaşam kalitesini arttırdığı gerekse de süresini uzattığı
bilindiğinden, KRK tarama programı Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen üç
kanser tarama programından biridir.
Kolorektal kanseri erken evrede
teşhis etmenin yolu hastalığı asemptomatik evrede tarama programları ile
yakalamaktır. Ülkemizde kanser taramalarının yapılması yoluyla kanser
vakalarına bağlı ölümleri azaltmak amacıyla Kolorektal Kanser Taraması Ulusal
Standartları belirlenmiştir. 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkek nüfusa Kanser
Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri
(TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde
(ASM) gaitada gizli kan kiti
yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir bir şekilde 2 yılda bir ücretsiz olarak
tarama yapılmaktadır. 50-70 yaş arasında ise her 10 yılda bir kolonoskopi ile tarama
önerilmektedir. Tarama soncunda GGT pozitif olan kişiler, uygun standartlarda
kalite kriterlerine göre teşhis merkezlerimize yönlendirilmektedir. Ülkemizde
kolorektal kanser tarama oranı %20-30 civarındadır.
Kolorektal Kanser Risk Faktörleri
KRK geliştirme riski hem çevresel hem de
genetik faktörlerden etkilenir.
Kolorektal
kanserin değiştirilebilir risk faktörleri şunları içermektedir:
- Aşırı kilolu
veya obez olmak
- Fiziksel
olarak aktif olmamak
- Fazla
miktarda işlenmiş (sosis, salam ve benzeri) veya işlenmemiş kırmızı et
(sığır, kuzu, karaciğer ve benzerleri) tüketimi
- Sigara dâhil
tütün ürünlerinin kullanımı
- Alkol
kullanımı
- Diyabet ve
insülin direnci varlığı
- Kolesistektomi
Kolorektal kanserinin değiştirilemez risk faktörleri
arasında şunlar yer almaktadır:
- Cinsiyet
(hem insidans hem de ölüm oranları erkeklerde kadınlara göre önemli ölçüde
daha yüksektir.)
- İleri yaş
- Irk ve etnik
köken
- Kişide kalın
bağırsak polipleri veya kalın bağırsak kanseri öyküsünün bulunması
Kolorektal Kanser Belirtileri
Enfeksiyon, hemoroid, irritabl bağırsak sendromu veya inflamatuar
bağırsak hastalığında da sıklıkla izlenebilen aşağıdaki belirtiler, kolorektal
kanser habercisi de olabilmektedir:
- Bağırsak
alışkanlıklarında ishal-kabızlık gibi değişikliklerin meydana gelmesi ve
bu değişikliklerin birkaç günden uzun sürmesi
- Bağırsakta
tam boşalmama hissi
- Parlak ya da
koyu kırmızı kanla karakterize rektal kanama
- Dışkının
koyu kahverengi veya siyah görünmesine neden olabilecek kanın varlığı
- Karında
şişkinlik, kramp tarzında ağrı veya gaz şikâyeti
- Bilinen bir
neden olmaksızın kilo kaybı
- Güçsüzlük
ve yorgunluk
Kolorektal Kanser Tanısı
Diğer bazı kanserlerde olduğu gibi kolon kanserleri de genellikle
iyice büyüyene kadar belirti vermezler. Bu sebeple amaç, daha belirti vermezken
tümörü ortaya koymak olmalıdır. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin
kanser için taranması, poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur.
Poliplerin erkenden tanınıp çıkartılması kolorektal kanser gelişimini
önleyebilir. Erken tanı konulduğunda kolorektal kanserin tedavisi de daha etkin
olabilmektedir. Bu nedenle, genel olarak 50 yaş üstü kişilerde taramaya
başlanmalı. Kolorektal kanser için artmış riski olan kişilerde ise tarama
programına daha erken başlanmalıdır.
Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz
kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi
önlenebildiği gibi kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile yaşam
süresi ve kalitesi artmaktadır.
Kolorektal Kanser Tedavisi
Kolorektal kanserde cerrahi, ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın
tedavisi (radyoterapi) gibi farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.
Kolorektal Kanser Korunma Stratejileri
Kolorektal kanseri önlemek için atılması gereken en önemli
adımlardan biri tarama programı olmakla birlikte, aşağıdaki sağlıklı yaşam
davranışlarını uygulamak da hem kolorektal kanserden hem de diğer birçok
kanserden korunmada önemlidir:
- Kişide
inflamatuvar bağırsak hastalığı (Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı)
öyküsü varlığı
- Ailede kalın
bağırsak polipleri veya kalın bağırsak kanseri öyküsünün olması
- Kalıtsal bir
sendromun varlığı (Lynch Sendromu, adenomatöz ve hamartomatöz polipozis
sendromları vb)
- Tip 2
diyabet hastası olunması
- Akromegali
- Böbrek
transplantasyonu
- Androjen
yoksunluğu tedavisi almış olmak
- Kistik
fibrozis varlığı
- Abdominopelvik
radyasyon öyküsü
- Sağlıklı
kiloda olmak ve bunu sürdürmek
- Kırmızı ve
işlenmiş etleri sınırlamak ve daha fazla taze sebze, meyve ve tam tahıl
ürünü tüketmek.
- Posa içeriği
yüksek besinlerin tüketimini artırmak. (Posa içeriği en yüksek besinler
sırasıyla; kuru baklagiller, tahıllar, sebze-meyvelerdir.)
- Günde 30-60
dakika orta düzeyde fiziksel aktivite yapmak (tempolu yürüyüş, bisiklete
binme gibi)
- Sigara ve
alkol kullanmamak
Kanser taramalarının en önemli
bileşenlerinden biri farkındalık çalışmalarıdır. Mart ayı Kolorektal Kanser Farkındalık Ayı olarak
tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kabul görmüş olup bu süre boyunca çeşitli
etkinliklerle konuya ilişkin farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır.